4.9.10

takeshi kitano ve ask uzerine

pazar-22 agustos-
paris.

parise geleli bir gun olmus ve her zaman ozlemini hissettigimi bu sehre bu sefer kotu bakislar atiyorum.
floransa'dan sonra buraya alismak mumkun degil.
her zaman ozlerim parisi.
gitmessem gidesim gelir.. ama bu sefer terk edesim geldi bu sehri.

pazar gunu fransa'da yapilacak sadece iki sey vardir,
sinemaya gitmek ya da serigye gitmek.. cunku her yer kapalidir.

ikisini birden yapmak ise pazar gununuzu muhtesem bir gune cevirir.

inception'i izledik. yazacak bir sey yok.
paris ambiyansina uymasa da..
guzel film.
fazla efektli.
fazla efektli olmasi bence ruya alemi ile uyusmuyor..
ama efektsiz de o ruya alemi nasil yaratilir degil mi ?

benim icin gunun kalan kismi daha onemliydi.

takeshi kitano sergisine gittik.
gitmeden once diyordum herhalde fellini sergisi gibi olacak, hayati filmlerden kareler, soylesiler vs.

sergi salonun onune bir geldik, bildigimiz takeshi kitano sergisi, yani takeshi kitanonun yaptigi islerin sergilendigi bir sergi.

takeshi kitano'nun sadece yonetmen olmadigini zaten biliyordum, hele ki son filmindeki butun tablolari onun yaptigini ogrenince.

bu sergi bir ruya serisiymis, ve kitano'nun bilincaltini yansitiyormus.
bu adamin bilincalti zaten korkutucu derecede dolu..
zaten sanatini neye nasil yonelticegini bilememis. sanat dallari yetmiyor adama.

nicun kitano ve ask uzerine?

bilmiyorum.
takeshi kitanodan bahsedince mutlu oluyorum.

sergiye girdigim andaki ciglimi duymaliydiniz.
dunya uzerindeki en sevimli sergi olduguna bahse girerim.

her yeni bir odaya girdigimde daha da cok mutlu oluyordum.

naifligini, cocuksu bakis acisini korumus oldugu icin hosuma gidiyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder