9.8.10

‘istanbul è una citta pericolosa’

meali, ‘istanbul tehlikeli bir sehir’ ders arasinda fransiz arkadas bunu soylediginde dedim ah basliyoruz salak sacma inanis ve yanlis bilgilere. halbuki adamin kastettigi sey istanbul’un fay hatti uzerinde olmasiymis. bundan asiri korkuyomus. bana diyo bence simdiden ilerisi icin plan yapmalisin, b plani, yani dusunsene bir gun kalkiyosun evin barkin yok. istanbul haritadan silinecek belki 20 yil belki 50 yil sonra. bence baska yerde yasama dusuncesine alismalisin diye tutturdu, yanlis mi degil ama mantikli mi aslen oyle tabi de .. cok garip bir dusunce.

neyse, hikayeme, macerama nereden devam etsem bilemedm, yabanci bir ulkede turk olmakla mi baslasam.

oncellikle belirteyim, gunde iki dersimiz var bir dilbilgisi ardindan pratik, yani konusma dersleri. konusma derslerinde kucuk bir kural, bir alistirmadan yola cikip aslen muhabet ediyoruz.

dun sabahki dersimiz soru sormayi iyicene ogrenmek icin birbirine soru sormakti. beni benden alan soru brezilyali arkadasin kalkip bana oryantal, gobek dansi her neyse onu yapabilip yapamadigimi sordu. verdigim cevap ise turklerin cogunun gobek attigini ama yabancilarin bildigi manada olmadigini ve evet az bucuk gobek atabildigimi soyledim. hatun kitlendi dunya uzerinde en cok ogrenmek istedigi seyin bu oldugunu ve ona ogretip ogretemiyecegimi sordu.

konusma derslerinin guzel yani, aptalca bir sorudan herkesin kalkip kendi milletindeki bir gelenek ya da aliskanligi anlatmasi.

mesela italyanca turk kahvesi fali anlatma deneyimim gayet eglenceliydi.

avrupa da turk olma konusuna donecek olursak, meksikali ev arkadasim geldigim gun bana en sevdigi yemegin kebap oldugunu ve her gun yedigini soyledi. dun gece ev arkadasim, aron ( boyle bi yaziliyor ki acaba)’ un arkadaslariyla tanistim, ve evet herkes kebabi cok seviyor bunu ogrendim.

burada cok fazla brezilyali var aron’un brezilyali bir arkadasi cok ilginc bir soru sordu:

-ulkende cogunlugun dini nedir?

-cogunluk musluman

-ama siz arapca konusmuyorsunuz, kuran’i nasil anliyorsunuz,nasil okuyorsunuz..

keske butun yabancilar (irkci filan degilim) turkiye hakkinda bu kadar mantikli sorular sorabilseler, yani siz deveye mi biniyosunuzdan daha mantikli.

burasi ayakkabinin cenetti, dondurma disindaki ikinci zaafim ayakkabi. buraya gelmeden(indirim sezonunun sonunu yakalayacagimi bilerekten) kendime ayakkabi kotasi koymustum, tek bir ayakkabi alacagim diye, ve o tek ayakkabinin mukkemel olmasi icin tum magzalari gezip en guzelini alacaktim.dersten donerken dun bir dukkan gordum, tum ayakkabilar asiri ucuz ve asiri guzeldi, girip birini deneyeyim dedim de secemedim iceride, en sonunda bir tane alip ciktim… acaba kota’mi asacakmiyim? daha ilk gunden bir ayakkabi aldiysam =/

dilbilgisi hocasi istanbula daha once gelmis, ve iki gundur dersin bir yerinde basliyor ovmeye. bu gun fransiz arkadas guzel olabilecegine resmen inanmadi ve ’ istanbul e una citta pericolosa’ diye tutturdu, buyuk ve modern olduguna da inanmadi, kadincagiz anlatti da anlatti sonra bir de bana anlattirdi sonra bir de ekonomik durumu filan sordular ustune ustluk turban sorununu da sordular, kadin dedi ben geldigimde oyle cok az vardi takan, ama takmamak mi kotu goruluyo takmak mi diye sordu.. catpat anlatmaya calistim, koskoca sinifi da sikmak istemedim ama zaten italyancam yetmedigi icin kadina bu konularin italyanca anlatmak icin cok karisik oldugunu soyledim..

ve iste boyle aklima gelmiyor baska bir sey.. bakalim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder