9.8.10

revolution

giovedi-persembe.

atraksyonu bol bir gun.

merih floransa’ya gelecek beraber gezecektik. sabah 9:30’da onu Santa Maria Novella istasyonundan alacaktim. istasyona varidigim anda gelen mesaj ‘campo di marte.ye geliyo tren, digerine gitme’ ben bir panik oldum. bu campo di marte nerde diye. iki tane polise sordum dediler ‘yakin canim trenle 5 dakika’ suratimdaki ifade sahaneydi, trenle gidilen bir yer nasil yakin olabilir. hangi trene binecegimi pek bilmeden empoli’trenine atladim ve kendimi signa diye allahin unuttugu bir koyde buldum. butun bu maceranin bas sebebi ise telefonla ulasilamiyor olmamdi. butun bu esnada merih bana mesajlar atiyordu ‘10 dakika’ya gelmezsen duomo’nun onunde saat bilmem kacta bulusalim’ seklinde. anneme odemeli attim pek bi beklentisiz-bu arada signa’dan floransaya donus bileti almakla ugrasiyordum- annem geri aramaz mi! hemen kontor gonderdip merihe santamarianovella’da beklemesini soyledim. ve saat 11 de bulusabildik.

istanbul’da yaniyorsunuz farkindayim bu yazdiklarim kizdirtabilir ama, gunun diger kisminin bol atraksyonlu gecmesindeki etken sular seller yagmur ve dolu yagmasiydi.

merihin holly diye bir arkadasiyla bulustuk. muhtesem bir kiz bize floransalilarin bile az bucuk bildigi bir kac yere goturdu.

ilk duragimiz bir kutuphane, devasa acik alani da var, bufeden yemek alip en ust katina duomoyla bakisaraktan ogle yemegimizi yedik. muhtesem bir manzaraydi, duomo ve yagmur.

yagmurdan dolayi fazla usudugumuz icin h&m’e girip ucuzundan bir kazak-uzunkollu aldik.

daha sonra floransa’nin kucucuk sokaklarinda dolandik ve holly ile bir arkadasinin duvar resimlerini takip ettik.

kucuk bir not, esas planimiz palazzo pitti’ye gitmekti, ancak soyle igrenc bir durumla karsilastik, avrupa uyesi olmayan biz turkler giriste 3 kati fiyat oduyoruz. vazgectik. gerci ben yarin sanat tarihi hocasiyla bi gidip gorecegim ama, cok haksizlik. cunku genclerin ozellikle kulturel bir faaliyet bulunmak istemelerinin onune geciliyor.

daha sonra evimin yakinlarinda olan santa croce meydaninin karsi sokagindaki yari kitapci yari cafe olan bir yere gittik. ama boyle dnr ya da alkim gibi degil. butik resmen. arka tarafi yari acik, iceride bir piano. ve fonda beatles <3 cafe’de calisan garson aksam floransa’nin diger ucunda canli muzik yapacakmis, merihi istasyona biraktiktan sonra icin guzel bir program.

ve yine yagmur. bu sefer hakikaten donumuza kadar islandik istasyona gidene kadar. baya da erken vardik.

ve merih gitti.parise

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder