14.8.10

orda bir koy var uzakta o koyde de alice cooper


bu italya gezim esnasinda en cok bekledigim olay 12 agustos udine-majano'daki alice cooper konseriydi.


sansli biri oldugum soylenmeye baslandi su gunlerde.
konser maceram da sanirim buna ornek.

en gerilerden baslamak gerekirse, ki gerek yok, alice cooper biletlerimi cok nazik cok 'gentile' bir turk kizimiza evli bir italyan gonderdi. ona sonsuz tesekkur ediyorum. burdan ediyorum gerci gorur mu, gorse anlar mi..

ben biraz usengec bir insanim, biraz degil baya. konser gunu sabahina kadar udine'ye gitmek icin tren biletimi hala almamistim. bu arada udine biraz dunyanin otkei ucu filan. tren ile 4 saatte gidiliyor. udine hakkinda hic bir bilgim yoktu, bildigim tek sey konserin bu udine denen yerin bir koyunde oldugu ve oraya otobusle gidilebildigi.
maiano

aman dedim bir sekilde gidecez artik.
hic bir sey planlamadan sirt cantami alip ( yalan. sirt cantasi kullanmiyorum) trene atladim.
ilk tren cok guzeldi, hizli tren kendimi venedik istasyonunda buldum ve bir sonraki trenime atladim.
ucuz oldugu icin sevdigim ' regionale' tren konser macerami ceheneme cevirmek uzereydi.
gerci siz istanbuldakiler cehenemi bizzat yasiyorsunuz ama burada hava gayet ilimli serin.
trenin ici ise kalorifer yakilmis gibiydi. ve yol bitmek bilmiyordu..

eninde sonunda vardim udine'ye. nasil bir yerse hic bir seye benzemiyor.

bu arada. konser biletinin uzerinde 'majano' yaziyor. otobus biletini aldim ustunde yaziyor 'maiano' dedim bu ne . dedim burasi ayni yer mi. dedim burasi nasil bir koy, bir panik oldum yanlis yerdeyim, aslinda oyle bir yer yok diye. tam o sirada 50 kusur yaslarinda..hizlihizli konusan bir amca yaklasti bu biletcilere, ne dedi anlamadim ama 'alice cooper' 'alice cooper' deyip duruyordu. sonra bakti konsere gidiyorum dedi gel su karsidaki kafeye oturalim. ilk basta dedim aa ne sevimli ton ton amca, ama adam ingilizce bilmiyordu, adam cok konusuyordu, inanmayabilirsiniz ama benden de cok konusuyordu. hatta muhtemelen adami udine sinirlari icerisine almayacaklar bir daha, cunku adam sokakta, cafe de bilmem nerede gordugu herkesle muhatap olup konusuyordu. surekli mzuik-insanlar arasi esitlik-onyargili olmamak.
bu arada bir kac kisiye de bu 'maiano' denen yeri soruyordu.. kimse bilmiyordu bu yeri.

17:15 te otobusumuz geldi, ben bir bahane uydurup adamdan kactim. otobusteki manzara bilindik bir konsere giden otobus manzarasiydi.


maiano'ya vardigimizda ise soyle bir goruntu:
tamamen emeklilerin ne diye gittikleri belli olmayan, dis kapinin dis mandali bir koyun koyu. yani izmir-mordogani dusunun. ama udine izmir gibi bi sehir degil. udine mordogan olsa, maiano da onun bir mahallesi. neyse iste. sokakta kimse yok sadece konsere gelmis insanlar. kimisinde alice cooper makyaji ..kimisi mavi sacli filan.

kapi 19:00 da acilacak dediler. konser 21:00 yaziyor.

bekle bekle yok bir sey.
ha bir de belirtmeliyim ki sabah 08:30 evden cikarken kahvalti etmisim.
saat 18:00 kusur ve benim mideme sadece bir cappuccino ve 2 bira girmis, susuzluktan oluyorum, acligi ise dusunmemeye calisiyorum.
tek olunca insan yerini de birakamiyor.
en sonunda oflayip poflarken arkamda duran iki kisiye ' nerden su alabilirim' diye sordum.
dediler ki biraz daha beklersem kapi acilacak iceride satiliyor.
basladik muhabet etmeye.
ingilizce bilen bu iki genc padova'dan arabayla gelmisler.
ayrica konserin biraz daha gec baslayacagi bilgisini de verdiler.
simdi bizim metalci gencler bunlari gorse derler ki ne isleri var elis kupipr konserinde,
gayet mulayim bir 'tiple' gelmisler, siyah bile giyinmemislerdi.

neyse muhabet ede ede iceri girdik, sularimizi aldik ve en one gectik. yani en onun bir arkasi.
bundan sonrasi icin biraz icime attiklarimi kusacagim kusura bakmayin.

simdi her konserde en onde bulunan, ama niye geldikleri belli olmayan cunku grubun cokta fani olmayan ama agir ickili ve agir gurultulu ve agir sinir bozan 50 kisilik bi grup olur ya ( abarti tabi) heh ondan italya da da varmis bunu anladim.
10 tane adam aralarinda bir hatun, nasil bir kulaklarimizin dibinde bagriyorlar bos yere bir muhabet bir samata, nasil rahatsiz edici anlatamam. ne zaman muzik kesilse ise 'ooooooooo maiden maiden maiden ' diye bagirmalari ise benibenden aldi, yani arkadasim maiden konseri 17sinde ona gitseydin o zaman.
konser yaklastikca ise suratlarina bir tane patlatma istegim daha da depresiyordu.
bir de durup dururken italyan turkuleri cigirmaya basliyorlardi, butun yeri kapliyolardi filan. neyse ben keri kelli'nin onunde onumde iki kiz yerimi almistim.
sahne ise alice cooper - theater of death brandasiyla kapatilmisti.
(fotolar daha sonra)

itiraf ediyorum turnenin setlistine bir gozucuyla bakmistim vakti zamaninda,
school's out la girip ayni parcayla bitirdiklerini biliyordum.
artik zaman gectikce o school's out'un riffini duyacagimiz an icin sabirsizlaniyorduk.
ve o an o kadar inanilmaz bir andi ki.

gitarin ilk notlarayila beraber, branda kalkti ve baya sert ve enerjisi yuksek bir giris yaptilar.
alice cooper'i bu kadar yakinda gorebilecegim aklima gelmezdi.

sahne cok buyuk degildi. ama hersey cok iyi hazirlanmisti. teknisyenler filan herkes kostumluydu.
school's out'un girisiyle no more mr nice guy'a bagladilar.

sarki bitince alkis koptu. evet alice cooper pek iletisism kurmuyordu, ama zaten butun sovu seyirciyeydi, yani bizlere konusmamis olsa bile buutn hareketleri bizeydi. ve birden iceriden bir degnek firladi.
donup kaldim, degnek = i'm 18.

bildigimzi o klasik i'm 18 performansini sergiledi.
bu arada sahnedeki butun muzisyenler harikalardi.
yani bu sadece bir konser degil bu bir sov.parcanin sonunda iki kisi sahneye atladi siyah maskeli kostumlu ellerinde deli gomlegi,
alice'e zorla giydirdiler.
ve sira wicked young man ve ardindan ballad of dwight fry geldi.
sarkinin sonunda, padovali genclerle de muhabetini yaptigimiz giyotin sahneye geldi.
alice'in kafasini kopardilar.
seyircilerden ciglikla, alice'i ceheneme gonderdik,
go to hell ve
dirilttik.

guilty.
cold ethyl


ardindan binlerce kisinin bekledigi
poison.
parcanin sonunda devasa bir siringa getirildi sahneye.

aralarda o kadar atraksyon vardi ki.
dehset durmayan bir sahne sovu.
from the inside sonrasi alice cooper ortadan kayboldu bi.

enstrumantal takildi arkadaslar.
bassci'ya gozum bi takildi ki takildi. salya filan akmis olabilir o esnada.

ardindan yeni albumden bir parca vengeance is mineile devam ettiler.

bundan sonraki kisimlarda tam bir izdaham. sahneye mucevherlerle kapli plastik bir bebegin oldugu tkerlekli bir sandik getirildi.
dirty diamonds-
billion dollar babies-


sahneden atilan kolyeler ve alice cooper paralarini kapmak icin arkadan on tarafa ucan insanlar vardi.
sinirlenip adamin tekine dirsegi koydum, yanimda sevgilisiyle duran bir kizda ayni durumdan sikayetci oldugu icin, dirsegi koydugumu goren sevgiliis beni kizin yanina cekti.diger taraftan da padovali gencler sagdan gelebilecek baskilari engellemeye calisiyolardi.
ardindan killer ve i love the dead.
derkene sahneye devasa bir yarattik cikti.

feed my frankestein. ve tekrar arkadan one dogru bir itis kakis.
under my wheels ile beraber konser bitti.
setliste bakmadan kesin olan sey elected calmadan alice'in sahneyi terk etmemesi. nitekim ustune president kostumunu ve sapkasini giyip i wanna be elected by you you you diye bizlere seslendi.
bu seferki kiyafeti cok guzeldi gumus rengi aynali bir takim.

tekrardan school's out a girip konseri sonlandirdilar.

elimde setlistle mutlu mesut bekliyordum padovali genclerle. backstage muhabeti yaptik. alani 3 kere gezdikten sonra backstage acigi yakaldik. ve girdik. esek kadar iki otobus bekliyordu. bu gencler gizlenip gizlenip dolanirken rahat bi sekilde dedim gidip sorsak noolur ki en olmadi zaten disari cikartirlar yalan atariz. cocukla beklediler yavas otobuslerin ve gorevlilerin oldugu yere gittim, soyunma odasinin onunde durdum. kimse bir sey sormuyor. baktim basin gorevlileri ve organizatorler asaga dogru yuruyorlar, orda da bir kalabalik hmm dedim bunlar belli orda mi takiliyorlar, oraya dogru yol alirken biri farketti ve beni yurudugum tarafa dogru eslik etti.
megersem o gordugumkalabalik kapi onunde bekleyen fanlarmis.
yani aslen o bekledigim yerde dursaymisim kimse beni 'disari' atmayacakti.ardindan bizim iki cocugu da attilar.
en sonunda bana donduler dediler sanirim yemek yemelisin.

konser bitmisti ve ben gercek hayata donmustum. bir sekilde floransaya geri donmem gerekiyordu.
saat yarim olmustu cok yorulmusutum ve ertesi gun derse gitmem gerekiyordu.

once bi yemek yedik.
sonra sordular ne yapacaksin.
gercekten bilmiyordum o saatte otobus olsa bile udine'den tren varmiydi.
bilmiyordum.
hic bir sey bilmiyordum.

donus macerami sansa bagliyorum.
basta bahsettigim sansli olma durumum.

isler her zamaan bu kadar iyi gitmeyebilir.

sonuc olarak.
60 kusur yasindaki bir frontman'den bahsediyoruz.
sesinden hic bir sey kaybetmemis.
enerjisinden,
hala ayni.
o hala alice cooper.
kucucuk bir koyde, gorece az kisiye, kucuk bir sahnede muhtesem bir performans sergiledi.
daha buyuk sahnelerde de tekrar gormek istiyorum.
ayrica tezimi de dogrulamis bulunuyorum.
alice cooper ölumsuz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder